CPU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CPU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2014 Salı

Dalvik'den ART'ye geçiş!

Bu konu benim Android 5.0'dan beklediğim her şeyi kapsamasına rağmen Google çok güzel bir kartlı tema yapmayı da unutmamış.
Biraz ART'nin güzelliklerinden bahsedeyim. Bu konu hakkında ayrıntılı bir inceleme göremedim, bu yüzden her yabancı kaynaktan önemli kısımlar alıp bunu Türkçe olarak anlatmaya çalışacağım.

İlk başta Dalvik ve ART'nin ne olduğundan bahsedeyim.

Dalvik ve ART Google şirketinin Android için ürettiği bir Sanal Makine'dir.
Bu kısaca Android işletim sistemi ile telefonunuzun uygulamaları arasındaki köprüdür.
Yani telefonunuzun tüm işlemleri buradan gelir-geçer.
Demek istediğim şey; bu bir elektronik cihazın en hassas yazılımsal parçasıdır.

Anlamayan biri bile olsanız şu üste koyduğum diyagramı 2 dakika inceleyin. Dalvik ile ART'nin mimari farkını anlatıyor. En azından bir fikir sahibi olursunuz olay hakkında.

Dalvik, Android'in 2.2 sürümü ile 2010 yılında gelmişti ama şimdi gördüğünüz üzere teknolojinin çok hızlı gelişmesiyle yeterli olamamaya başladı.
ART ise Android 4.4 ile Nexus serisine bir seçenek olarak açıldı ama yine de tam performansında değildi.

Tam bitmemiş halinde Nexus 5'deki 4.4'ün ART performansı bile çok iyi.
Benchmark(Performans) testi farkları;

Bunlar çok büyük performans farkları.

Bunu acayip bir olay gibi anlattığıma bakmayın. Telefon performansının bu kadar artması sadece bir yan etki.

Bunun asıl başlanma nedeni Garbage Collection adlı bir olay. Hazır bunun hakkında bir Türkçe kaynak (Wikipedia) varken size ihtiyacımız olan kısmı kopyala yapıştır yaparak yazıma devam edeyim.

Bilgisayar Biliminde garbage collection kaynak yönetiminin özel bir adımıdır. Bilgisayar hafızasının yönetilmesi işleminde kullanılmaktadır.

Garbage collection kullanılan hafıza alanlarının izini sürerek ihtiyaç duyulmayan alanları işletim sistemine iade etmektedir. Yeni bir talep geldiği zamanda yer bulup programa göndermektedir.
ART ekibi bu olayı nasıl Optimize edebilecekleri hakkında çok çalışmışlar. Çünkü bu eski sürümlerde çok sorun yaratıyordu, çok yavaştı.
Dalvik sürümünde bu olay 10ms kadar zaman alırken ART'de bunu 2ms'nin altına indirdiklerini iddia ediyorlar.
Bu demek oluyor ki Android uygulamalarında gördüğümüz Frame Drop'lar (Üzgünüm, Türkçesi yok) ART'de gerçekleşmeyecek. Yani telefon uygulama açarken Ram yüzünden bir kasma yaşamayacak.

ART ile bir telefonu kilitlemeniz neredeyse imkansız. Ama hadi gördüğünüz tüm oyunlara girmeye çalıştınız, attınız, fırlattınız telefonu falan filan... Bu durumda bir Full Garbage Collection devreye girecek ve arka planda ne varsa her şeyi çok küçük sürelerde kapatıp telefonu eski haline getirebilecek.
Dalvik ile telefon kendini kapatıp açardı. Şimdi sadece arka plandakileri kapatacak.
Bu olayla beraber bir Android telefonu dondurmak imkansız hale geliyor.

Aynı zamanda bazı sitelerde dolaşan bir söylentiye göre yeni bir Hafıza sistemi gelmiş ART ile.
Rosalloc adına kadar ulaşabildim, başka bir şey bulamadım. Eğer bu konuda bir bilginiz varsa mesaj kutusu hemen aşağıda.

Newrelic, Dalvik ve ART'yi karşılaştırmak için çeşitli testler yapmış.
Bir kod yazmışlar, Dalvik ve ART'nin bu kodu ne kadar hızlı işleyeceğine bakmışlar.
Dalvik ile 1400ms sürerken ART ile sadece 400ms sürmüş. Bunu yaparken de ART, Dalvik'e göre 2MB daha az Ram harcamış. Toplam harcanan Ram'e bakarsak %20 daha az harcamış oluyor.

Ve ART'nin 1080p ekranı olan 512mb Ram'li bir Android telefonda çalışabileceğini unutmayın. Bu söylediğim Ram tüketimi hakkında yeterli bir bilgi vermiştir diye tahmin ediyorum.

Peki hiç mi kötü yanı yok?
Var. Bir uygulamayı çalıştırma süresi ve o uygulamanın sensörlerinin tepki süresi gibi konuların hepsini çok büyük oranlarda geliştirmiş, hatta bir Android telefonun bir daha hiç kasmayacağı gibi çok iddialı bir söylemde bulunmuş olsalar da ART'nin tek kötü yanı uygulamaların kurulum süresinin ve boyutunun artması.
Ama tabii ki hafıza kart slotlarımızın olduğunu unutmamak lazım...

Ben anlatabildiğim kadar anlatmaya çalıştım. Yazdığımdan daha ayrıntılı bir Türkçe kaynak bulunmuyor.
Ama İngilizceniz yeterliyse Google'ın kendi yazılarına bakarak daha ayrıntılı biçimde inceleyebilirsiniz.
Introducing ART ve Verifying App Behavior on the Android Runtime (ART)


9 Ağustos 2013 Cuma

F2P Oyunların Sakıncaları!

F2P yani Free 2 Play'den uzak durun! P2P (Pay to Play) daha az para harcatır. B2P (Buy to Play) candır...

Bunu, F2P'i, kavramları bilmeyen, oyun dünyasına daha yeni girmiş, girmeye hazırlanan veya çocuğu olan ve çocuğu bu oyunları oynayan birini görürseniz diye bir uyarı olarak yazıyorum. Dikkatli olmanız lazım...
Bunu okuyan ve buraya girebilmiş biri oynamayacak kadar akıllıdır... (En azından ben öyle düşünüyorum)

Bu rezaletleri oynayanlar en sonunda bağımlı olup F2P (Free to Play) yani bedava diye geçen oyunlara binlerce lira yatırıyor.
Tabi bu anında olmuyor, yavaş yavaş sizi bağımlı yapmaya başlıyor.
Bağımlı olduğunuzu bile anlamıyorsunuz, sadece bir bakıyorsunuz ki oyun için paraya ihtiyacınız var ve paranız bitmiş.

"Benim tanıdığım / çocuğum oynuyor ama para yatırmıyor!" diyeceksiniz. Hayır yatırıyor! Ben oyunların altın çağında daha çocuktum, ben iyi bilirim! Aynı zamanda da acayip cimriydim bu yüzden de iyi hatırlarım...

Harçlıklarını biriktirip en azından mahallesindeki İnternet Cafe veya Bilgisayarcıdan oyun parası veya ne alınıyorsa onlardan alırlar. Burada 1 aydan bahsetmiyorum, bağımlılık diyorum... Yaklaşık 4-16 yaş arası yapar bunu...

Para yatırmadan oynanamaz mı? 
Oynanır. Ama şunu düşünün; Oynuyorsunuz ve iyi bir oyuncu olmak için ya bir miktar para yatırmanız lazım yada bir sürü zaman harcamak. Siz zaman harcamayı seçersiniz ama bunu bir miktar para ile halletmek sürekli aklınızdadır. Ne kadar cimri veya parasız olursanız olun mutlaka o zaman harcanan yolun yarısında sizi bıktırıp sizden para alır.
Önemli olan sizden para alması da değildir. Önemli olan eğlenmek... Ama eğlence dediğimiz şey de para yatırdıktan sonra hırsa dönüşür ve daha çok para yatırırsınız...

Atıyorum eskilerden bahsedeyim; Silkroad gibi bir oyunda adam gibi level yani seviye atlayabilmek için bir miktar para vermek gerekiyor. Yoksa 50'li level'larda takılıp kalırsınız...
Parayı verdiniz, son level'a geldiniz... Peki oyunda yapılacak ne kaldı?
En iyi Armor'u gerçek parayla almak, en güzel görünen kostüm türü şeylerden parayla almak, en güzel görünen petlerden parayla almak.
Bu arada da kendiniz oyun içinde kasamayacağınız kadar oyun parasına ihtiyaç oluyor bunu da satın alıyorsunuz.
Her şeyi yaptıktan sonra sadece PvP yapabilirsiniz. (Oyuncu oyuncuya karşı, düello tarzı.)
Yapacağınız PvP'de zaten mouse-klavye kullanma yeteneği ve reflekse değil oyuna verdiğiniz paraya bağlı oluyor.
Başka biri daha mı çok para vermiş!? Sizi yeniyor, yendi mi? "Daha çok para verip, daha iyi şeyler alıp onu yenmeliyim!" diyorsunuz.

Anlayacağınız F2P oyunlarının olayı budur...

2 tip F2P oynayan insan vardır; Evinde oynayan ve İnternet Cafe'de oynayan...
Evinde oynayan yine güvenlidir, parayı yatırır ama hesabının çalınma olasılığı düşüktür.
Diğer tip ise bizim Türk çocuklarının genel bağımlılığı gibi bir şeydir. Zamanında VPN bağlantısı kurmayı bilmeyen ve Lan'dan(İnternet Cafe gerekli bunun için.) birbirine bağlanarak oyun oynayan kesimin sonraki jenerasyon özentisidir.
Gereksizdir...

O Cafe'ye yatırdığı paranın yarısı ile evinde çok iyi bir PC toplayabilecekken o özenti olmayı seçmiştir. Eğlence diye bir şeyden haberi yoktur, sadece gösteriş... İşte bu tipin işi zordur. Çünkü İnternet Cafe'ci onun hesabının çok para edeceğinin farkına varırsa işi biter...

İnternet Cafe işletenler sattıkları oyun paralarını ve karakterleri nereden buluyor diye düşünüyorsunuz?.. Ya Çin'den kaçak yollarla satın alır yada oyuncudan çalar...

Son olarak benden size tavsiye... F2P yani bedava Online oyun oynamayın! En sonunda para yatıracaksınız... Firmayı nasıl götürüyorlar diye düşünüyorsunuz!? 
Havadan mı para geliyor, sizce 2-3 kişinin para yatırmasıyla koskoca oyun firması yürür mü?..

Eğer oyun oynayacak veya çocuğunuza/tanıdığınıza oynatacaksanız sakın F2P oynamayın/oynattırmayın. Size mantıksız gelebilir ama mutlaka B2P veya P2P oyun alın... Daha ucuza gelecektir...

Sen yatırdın mı? diye sorabilirsiniz. "Hayır, yatırmadım." çünkü benim harçlığım yoktu ve bulduğum paralar konusunda acayip cimriydim.
Arkadaşlar 6-7 tane karakter kasarken ben 1 tanesini bitirememiştim.
Yani mantığı düşünün parayı vermekle vermemek arasında 6-7 civarı karakter farkı var.
Kim dayanabilir vermemeye?

O rezalet 2000'den kalma oyun motorlu ve grafikli F2P oyunları oynayacağınıza ve üstüne daha çok para ödeyeceğinize B2P ve P2P türü gelişmiş oyun motorlu ve grafikli oyunlardan oynayın. Bu tür oyunlarda herkes eşittir ve dediğim gibi görüntüler çok iyidir.

Eğer oyun tavsiyesi isterseniz size End-Game sıkıntı çıkarabilir ama B2P olan Guild Wars 2 veya grafikleri ve motor biraz eski kaçacak ama P2P olan World of Warcraft'ı tavsiye ederim.

Yada 2013 sonunda çıkacak Elder Scrolls Online'ı bekleyebilirsiniz. Ayrıntıları tam açıklanmadı ve tam araştıramadım ama umutluyum...